top of page

Erol Avcı ile KARANTİNALI DESPİNA Romanı Üzerine Söyleşi

İzmirli Rum Kızı Despina'nın Olağanüstü Romanı



“Karantinalı Despina” EROL AVCI’nın Kafekültür Yayınları’ndan çıkan ilk romanı.

Şiirlere, şarkılara ve hikâyelere konu olan İzmirli güzel Despina’nın hayatını keyifle okudum. Kitabı ve daha fazlasını biraz da yazarından öğrenelim istedim.

Merhabalar Erol Bey… Erol Avcı kimdir, kitabınızdan önce biraz bize kendinizden bahseder misiniz?

1950 Manisa - Akhisar doğumluyum. Lise eğitimimi İzmir Ticaret Lisesi’nde tamamlayıp sonra iktisadi bilimler akademisine gidip, yarım bıraktım. Bu arada Yeşilçam ile yakın ilişkiye girdim ve 1966 yılında Ülkü Erakalın filminde Prodüksiyon asistanlığı, 1968 yılında Alp Zeki Heper'in yönetmenliğini yaptığı Soluk gecenin aşk hikayeleri ve Kara Battal filminde yönetmen yardımcılığı yaptım. Atıf Yılmaz, Orhan Elmas, Ertem Göreç ve diğer bazı yönetmenlere asistanlık yaptım. Bu 1976 yılına kadar sürdü. Bu arada 1969 ve 1970 yıllarında Günaydın, Saklambaç, Kelebek gazeteleri ile Seksek çocuk dergisine fotoroman çekimleri gerçekleştirdim. Bazılarının hikâye ve senaryolarını da yazdım. Elli yıldır evliyim; bir oğlum, bir gelinim ve iki torunum var.

Son yıllarda karantina kavramı günümüzde de yeniden önem kazandı. Sizce Despina’nın hikâyesi günümüzde daha anlamlı hale geldi mi? Bize biraz Despina’nın hikâyesinden söz eder misiniz?

Karantinalı Despina 1900lü yılların başında İzmir'de büyümüş bir Rum kızıdır. Gerçekte yaşamıştır. Ben onun hikayesini ilk dedemden dinledim. 1900'lü yılların başında İzmir’de meydana gelen veba salgını dolayısıyla, Despina karantinaya alınır, ayrıca İzmir'in Karantina semtinde ikamet ettiği için şarkıcılık yaptığı gazinonun sahibi Niko tarafından kendisine KARANTİNALI DESPİNA adı yakıştırılır.

Nereden geldi aklınıza Despina’nın romanını yazmak? Biraz romanı tasarlama ve araştırma sürecinizden bahseder misiniz?


Yıllar içinde beş ayrı roman çatısı kurdum. İlk olarak Karantinalı Despina'yı yayınlamayı tasarladım ve yayınladım. Sanırım 2025 yılında iki 2026 yılında diğer iki romanı devreye sokacağım.


1910’ların İzmir’inde savaşın gölgesinde çalkantılı bir hayat hikâyesini okuyoruz. Genç yaşta anne ve babasını kaybeden bir Rum kadının hayatta kalma mücadelesini. Despina karakteri, kadın figürleri açısından bakıldığında özgürlük ve direnişi mi temsil ediyor, yoksa çaresizliği ve kederi mi?

Despina, özgürlük ve direniş gibi güçlü ideallerle değil, daha çok kendi hayatta kalma ve lüks yaşam arzusuyla hareket ediyor. Hayatı boyunca sınırlamalarla karşılaşmış bir kadın olarak, özgürlüğü maddi refah ve statüyle eşdeğer görüyor. Onun mücadelesi, toplumsal değişimi hedefleyen bir direniş değil, bireysel arzularını gerçekleştirme çabası. Despina’nın hikâyesinde kederin izleri yer alsa da, bu daha çok kişisel hırslarının ve dönemin çalkantılı koşullarının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu nedenle, onu özgürlük ve direnişin simgesi değil, bireysel arzularının peşinden giden bir figür olarak değerlendirmek daha doğru olur.



Despina’nın hikâyesinin sizi en çok etkileyen yönü nedir? Onu unutulmaz kılan şey nedir?

Despina bir roman kahramanı değil, gerçekte yaşamış birisidir aynı zamanda. Fakir bir yaşamdan gelip, lüks ve zenginlik içinde yaşayabilmesinin belli koşulları vardır. Bazı olayların yaşanması gerekir başarılı olmak için. Despina bunu gerçekleştirir.

Despina ile İzmir’in kendine özgü kültürü arasında bir bağ olduğunu düşünüyor musunuz? İzmir’in bu hikâyelerdeki yeri hakkında ne söylersiniz?

Tabii ki.. Despina İzmir'in en lüks bölgesi olan Punta'daki (Bugünkü Alsancak) yaşam biçimine ayak uydurur ve bunu en doğru biçimde başarır.

Romanda Despina’nın hayatındaki aşklardan da söz ediyorsunuz. Tabii en önemlisi İzmir'in en zenginlerinden olan Uşşakizade Muammer Bey. Biraz da ondan söz edebilir misiniz?

Despina Muammer Bey’e âşık olmamıştır. Aslında Muammer Bey de Ona aşık değildir. Fakat Muammer Bey gibi İzmir'in en varlıklı insanlarından birisinin, Despina'yı göz ardı etmesi düşünülmemeli.

Sinemacı kimliğinizden yola çıkarak Karantinalı Despina’nın hikâyesini modern bir uyarlamada ya da film/dizi gibi bir projede görebilir miyiz?


Kesinlikle! Karantinalı Despina’nın hikâyesi, dönemin İzmir’ini ve bir kadının hayatta kalma mücadelesini yansıtması açısından çok katmanlı bir anlatı sunuyor. Bu hikâye, doğru bir senaryo ve güçlü bir yönetmenlikle etkileyici bir dönem filmi ya da dizi haline gelebilir. Özellikle Despina’nın kimlik arayışı ve özgürlük mücadelesi, günümüzde de izleyiciyi yakalayacak evrensel temalar barındırıyor. Bu yüzden böyle bir projede yer almak heyecan verici olurdu.


Yeni projeleriniz var mı? Yine tarihsel bir gerçekliği olan bir roman mı bekliyor bizi?

Hazırlamış olduğum dört roman taslağından bir tanesi gene dönem hikayesi. 100 yıl önce Edremit'te yaşanmış bir aşk hikayesi Rumlar ve Türklerin o bölgede kardeşçe sorunsuz bir şekilde yaşadığı dönemi içeriyor konusu...


Çok teşekkür ediyorum Erol Bey.


***

“Gemi sinyallerinin gece bahçelere yansıması

Havuzda Samanyolu'nun hisarbuselik şarkısı

Demlendikçe yalnızlığı aydınlanıyor Muammer Bey

Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması.”


İnsan doğasının karmaşıklığını; aşkın, hatta tüm ilişkilerin temelindeki trajediyi ifade ederken, “Olmayacak şey bir insanın bir insanı anlaması” diyor Attilâ İlhan dizesinde. Uçurumların kapandığı, insanın insanı anladığı günler dilerim.





 
 
 

Comentários


bottom of page