top of page
Yazarın fotoğrafıKafekültür Yayıncılık

"Her Şey Şiir"

"Şeytan Diyor ki Asıl Ben Sana Uydum", son zamanların en uzun şiir kitabı adı ve bu bir ilk kitap. Kitabı şairi Carame La'nın gerçek isminden hiçbir beklentisi yoktu, ama gerçek yüzünü görüldüğü gibi kitap kapağında kullandı: Adı yerine yüzünü. Hani "kadının adı yok"tu ya, doğruya doğru, ona inat kadının yüzünü anonim şekilde ortaya çıkardı. Şairi yerine şiirlerini okuyabileceğimiz ve son zamanlarda en çok heyecan verilen şiir kitaplarından birisi oldu ŞDABSU…



Sosyal medyasız "karanlık" zamanlarda, devrin en ünlü edebiyat köşe yazarları sitesi siyahkahvecom yoluyla onunla tanıştığımızda, bizi hanidir yazıları ile çok etkiliyordu. Beyaz Yakalı dünyasını terk edip güneyde bir sanatçı kolektifine, ardından

“Caramela kimdir?” diye sormak istiyorum şaire. İçimden düzayak yanıtlar vermeyeceğimden emin olduğumu iyi biliyorum. “Küsmüş çiçek tamircisi, kedi annesi, mavi ve yeşil olan herşeyin aşığı, rüya avcısı..” diyor CL.

Bu kadar çok kimlik açıklayınca, Carame La gerçek adını söylese bile işlerin daha az karmaşık olacağına hiç inanmıyorum. Ben böyle bir şeyi neden yapardım: Örneğin yazarla okur arasına yapıttan başka bir şey koymama arzusu yüzünden olabilirdi bu gizlilik. Sorulara devam etmek geliyor içimden, hatta elimden gelen tek şey de bu:

“Ben küsmüş çiçek tamircisi, kedi annesi, mavi ve yeşil olan herşeyin aşığı, rüya avcısı..” diyor CL.


Peki neden şiir?

Bu hayatta her şey şiir, okuyabilen için.


Bu senin ilk kitabın mı, yoksa uzun bekleyişin ardından ikisi de mi yani ilk ve son kitabın mı?

Geciktigimi düşünmüyorum ama yine de filmin ortasında girmişim gibi bir his uyandıran bir kitap oldu. Yol uzun kelimeler sonsuz.. Kesinlikle ilk kitap.


Neden bu kadar güzelsin -güzellik,sanat,edebiyat, kadın ve insan- olarak?

Bu hayatta her şey zehirdir. Mühim olan dozdur derler. Ben güzel, estetik, hoş kokulu, ruhumu doyuran her şey de doz aşımı yaşıyorum galiba. Daha kavramı da her neyle uğraşsam peşimi bırakmıyor. Bu da elimin değdiği, ruhumun gezindigi herşeye bence ekstra güzellik katıyor. Ya da tam bir Oğlak kadını olmanın verdiği yetkiye dayanarak kendimi böyle kandırıyorum.


Bir şiir olsan hangi şiirin olmak isterdin ve neden?

Mutlu Şiir * Sanırım ben de “Huzur” kavramı her şeyin karanlık, kırık dökük ve tamire ihtiyaç duyan yanını görüp düzelttikten sonra gelen bir duygu. Ama Mutlu Şiir’imin içine girince “Huzur” kelimesi sanki bir sahil kasabasında kahvaltıda servis ediliyormuş hissi veriyor bana. O duygu yüzümü gülümsetiyor ve bu duyguyu seviyorum galiba.


Bir şiir olsan ve insana baksan ona ne söylemek isterdin?

Sen de gördüklerimi görecekler diye ödüm kopuyor.

(Özdemir Asaf)


Evren bir kitapsa dünya nedir? Ve şiir bunun neresinde?

Dünya muhtemelen kitap ayracıdır. Herkesin kendi yolculuğunda, kalbinin yavaşlığınca ara verdiği bir ayraç. Şiir de bu kitabın okunuş şeklinde. Düzden, tersten ya da kendi içinde devinimleriyle.


* MUTLU ŞİİR


Bak ben mutlu şiir de yazarım

Yeşillerime dikilmiş

Bir çift âşık gözün kahvesine

Ve belki de bu ilkbahar

Tarih yazar bir ömürde sebepsiz


Çok uzaklara gidebilen

Bir yaprak ustalığı

Dokunur tenime

Gökyüzüne en yakın kır yeşillerinde

Bir adamın gölgesinde

Yoluna düşer ayaklarım

Bir el tutar ellerimden

Götürür bizi

Alargadaki, en derin maviliklere.





19 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page