Yüzyılların Filozofu: HENRY DAVID THOREAU
- Kafekültür Yayıncılık
- 12 Tem
- 2 dakikada okunur
12 Temmuz sabahı, dünya biraz daha sessiz uyanmalı. Çünkü bugün, çamların arasında yürüyen, göllerin yüzeyine düşüncelerini bırakan bir adamın doğum günü. O adam ki, sadece ayaklarıyla toprağa değil, fikirleriyle çağların kalbine basmıştır: Henry David Thoreau.
Thoreau, göğsünde bir pusula taşıyan adamdır. Ne yönü kuzeye gösterir onun pusulası, ne de güneye; o pusula yalnızca vicdanı işaret eder. Devletin zorbalığına karşı, bir bireyin içsel ahlakına yaslanan “Sivil İtaatsizlik” ilkesi, onun kaleminden çıkarak yalnızca satırları değil, pek çok özgürlük savaşçısının kaderini de şekillendirmiştir.
Ama Thoreau sadece bir başkaldırının değil, aynı zamanda bir çekilişin şairidir. Modern hayatın gürültüsünden, çıkar ilişkilerinin çamurundan kaçarken Walden Gölü’nün kıyısına bir kulübe kurdu. Fakat o kulübe, sadece ahşapla değil, düşünceyle örülmüştü. Ve belki de insanlığın en sessiz ama en derin cümlelerinden biri orada yankılandı:

“İnsan, hayatını sadeleştirmeli. Sadeleştirmeli, sadeleştirmeli…”
O, doğaya bakarken sadece kuşları değil, özgürlüğü görürdü. Bir ağacın gölgesinde değil, kendi gölgesinde dinlenmeyi bilenlerdendi. Ve onun yürüyüşleri, bedenin değil, ruhun yürüyüşleriydi. Doğa, onun için bir manzara değil, bir vicdan aynasıydı.
Toplum, hızla sanayiye ve tüketim çılgınlığına koşarken, o yavaşlamayı seçti. Çünkü biliyordu ki hız, ruhu geride bırakır. Belki de bu yüzden, her çağın en hızlı koşanları bile dönüp onu aradı: Elvis Presley’in gitar tınılarında, Gandi’nin çıplak ayaklarında, Virginia Woolf’un yalnızlığına yazdığı cümlelerde Thoreau’nun yankısı vardı.
Thoreau, bugün yaşasaydı yine aynı şeyi yapardı: Vergi ödemez, ama kuşların ötüşüne kulak verirdi. Sistemin dişlileri arasında ezilmek yerine bir su birikintisine şiir yazmayı seçerdi. Ve belki de en çok şunu fısıldardı kulağımıza:
“Yaşamak mı istiyorsun gerçekten? O halde başkasının değil, kendi yolunu yürü.”
Bugün, Henry David Thoreau’nun doğum günü. O hâlde bir dakika susmalı her şey. Şehir korna çalmamalı, telefonlar titrememeli. Doğa, hafif bir rüzgârla “iyi ki doğdun” demeli. Bizse yalnızca dinlemeliyiz… Çünkü o, “yaşamı iliklerine kadar emmek” isteyenler için hep konuşuyor olacak.
#SadeYaşam, #DoğayaDönüş, #Walden, #DoğadaYalnızlık, #GölünKıyısında, #DoğaVeDüşünce, #BasitYaşa, #Yavaşla, #YürümekBirFelsefedir, #YaşamSanatı, #Sivilİtaatsizlik, #DüşünselDireniş, #VicdanHürriyeti, #BireyOlmak, #İtaatEtmeDüşün, #DevleteKarşıBirey, #Sorgula, #SistemDışıYaşam, #ÖzgürlükİçinYalnızlık, #ThoreauRuhu, #HenryDavidThoreau, #AmerikanTransandantalizmi, #DoğaEdebiyatı, #FelsefiYazılar, #ModernKeşiş, #ThoreauTürkçede, #KalemVeAğaç, #YazarınOrmanı, #ThoreauOkumaları, #BirWaldenÖyküsü
Comments