Saint-Exupéry, en az efsane liderler, peygamberler, âlimler ve kahramanlar düzeyinde Yeryüzü'nü Evren'de temsil yeteneğine sahip “dünyalı” birkaç bilge kişiden birisidir. HALİL GÖKHAN
 
Su gibi berrak bir gökyüzü yıldızları yıkıyor ve parlatıyordu. Bundan ötesi karanlıktı. Çöl, kum tepesinden kum tepesine uzanıp gidiyordu. Alınlarımıza düşen lamba ışığı çevrede bulunan nesneleri ortaya çıkarmıyor, ama onları birbirinden ayırıyor, her şeyi yumuşak bir madde haline sokuyordu. Sağırlaşmış adımlarımızın altında kalın bir kum tabakası seriliydi. Güneşin ağırlığından kurtulmuş, başı açık yürüyorduk. Gece, ah o saray...
Ama bu dinginliğe nasıl inanabilirdik. Alize rüzgârları durmaksızın güneye doğru kayıyordu. Kumsal, bir ipek hışırtısı içinde siliniyordu. Sürekli olarak baş eğip yön değiştiren Avrupa rüzgârlarına benzemiyordu bunlar. Hızla demiryolunda kayan bir tren gibi üstümüze atılıyorlardı. Kimi zaman onları geceleri elle tutmak mümkündü; öylesine yoğundular ki onlara sırtımızı verdiğimizde, kuzeyde kalan kasvetli bir amaca doğru bizi alıp götürürlerdi. Ne acele ne endişeydi o öyle?