HALİL GÖKHAN
Bilgi ve edebiyat. Her ikisi de birbirinden çıkma. Birbirlerinin nedeni ve sonucu. Öncesi, sonrası. Bilgi, ne olduğuyla olduğu gibi nasıl verildiği ve öğrenildiğiyle ilgili olarak da şekil ve etki değiştirebilen bir veri alanı, tüm "duyu" ve duyargalarıyla.
Az önceki girişi yazmamızın öznesi, yazar Mehmet Karabulut'un bilgiyi önceleyen bir gençlik romanıyla tüm çocuklara ve gençlere yönelik olarak kaleme aldığı "Büyürken" adlı eseri. Bu kitabın öncesini sonrasını çok merak etmeye devam ederken kendisine sorularımızı yönelttik.
- Yazarımızı Kafekültür Kafelog yayını okurları adına tanıyabilir miyiz?
Evet, bu yayınlanan ilk kitabım. Ancak, çok uzun zaman önce yazmıştım, yani öyle hazır bekliyordu yıllardır. Kısmet bugünlere imiş, ben de emekleriniz için sizlere teşekkür ederim.
- Bu yayımlanan ilk kitabınız. Duygularınızı öğrenebilir miyiz?
Aslında ben bir araştırma ve geliştirme mühendisiyim, gerçi artık emekli oldum ama çalışma hayatım boyunca yazılım ve elektrik-elektronik ile ilgili bir çok araştırma yapmak durumunda kaldım. Fizik ve matematik, felsefe, tarih ve teoloji özel ilgi alanlarım. Bu konularda da bir çok araştırma yaptım ve bazılarını yazdım. Yani basım sırasını bekleyen bir şeyler var ama bu ilk kitabın sonuçlarını biraz gözlemlemek istiyorum, eğer memnun kalırsam diğerlerini de sizlerle birlikte yayınlamayı umuyorum.
- Yayımlanmamış, ama yazdığınız metin ve dosyalara gelecek olursak tek tip bir yazar mısınız yoksa çeşitli dal ve türlerde de yazıyor musunuz?
Bütün meslek hayatım boyunca ortalama 3-4 yılda bir kısa sürelerle öğretmenlik yaptım, dersler verdim. Bunu beni yetiştiren topluma olan borcumu ödemek adına, gönüllü öğrencilere herhangi bir ücret almadan yaptım. En son kabataş lisesinde yine bir dönem "programlama" dersi vermiştim. Bazen okullarda bazen de kulüplerde satranç dersleri de verdim. 6-7-8 sınıf öğrencileriyle çalışma imkanım oldu ve dersler sırasında çocukların ne yaptıklarını pek bilmeden; velileri ve öğretmenlerin yönlendirmeleriyle adeta sürüklendiklerini fark ettim. "Büyürken" isimli bu kitapta çocukların belli konularda, doğru bilgilere ulaşmalarını sağlamak ve onlardaki merak duygusunu uyarmaya çalışmaktan ibarettir. Bir de olur da veliler okur da çocuklarını yanlış yollara sürüklemekten vaz geçerler diye bir umudum daha var. Ne yazık ki; herkesin kendi aklının şövalyesi olduğu bu günlerde, insanların çoğu (üstelik kendini akıllı sananların pek çoğu) kendi akıllarının ürünlerine tapar hale gelmiştir. Ve bu insanların hepsi tek gerçeğin kendi söyledikleri şeyler olduğunu sanıyorlar.
- BÜYÜRKEN'in bir çocuğun kültürel ve bilimsel öğrenimine yönelik olduğunu sanırım söyleyebiliriz. Bu konuda "Büyürken" ile ilgili okur cephesinde beklentileriniz ve beklediğiniz etkiler hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Ben akılcı bir düşünce ekolonü savunuyorum, ancak fark ettim ki; kendinin akılcı olduğunu iddia eden bir çok insanın akıldan anladığı şey yalnızca kendi akıllarıdır. Bu yüzden; "bilimsel ve evrensel akıl" kavramı artık bana daha cazip geliyor. Evet, kısaca kitabın maksadı bu konuyu biraz irdelemek..
- Son olarak yeni projeleriniz ve kitaplarınızdan söz eder misiniz?
Bir sonraki kitabın adı, elbette eğer yayınlanabilirse "yaşarken" olacak. Bu kitapta ise yetişkinlerin kendilerine sorduklarını umduğum bazı soruların kendimce cevapları olacak, biraz teoloji, biraz bilim ve biraz da geleceğe dair çıkarımlar.
コメント